Çin’in Vuhan şehrinde ortaya çıkan ve mart ayından itibaren hızlı bir şekilde dünyaya yayılan koronavirüse karşı dünya alarma geçti ve karantinalar uygulandı. Birçok ülkede vaka ve ölümlerin zirve yapmasının ardından düşüşler başlayınca, önlemler de kademeli olarak kaldırıldı. Bu adım sonrası vaka sayılarında tekrar bir artış gözlenirken, bazı ülkelerde ikinci dalga gündeme geldi.
Özellikle ABD, İran ve Suudi Arabistan’ın grafiklerinde ikinci bir yükseliş gözleniyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde koronavirüs vakaları Avrupa’dan daha sonra artış göstermeye başlasa da salgın kısa süre de hızlanarak dünyada hem vaka sayısı hem de can kaybı açısından ilk sırayı aldı.
Günlük vaka artış sayısı nisan ayı sonlarında zirveyi gördükten sonra gerileme trendine girdi fakat önlemlerin gevşemesi ile salgın yeniden hız kazandı ve ilk dalgadan daha yüksek zirveler görüldü. Artış trendinin devam ettiği ülkede tekrar yavaşlamanın ne zaman başlayacağı ise henüz biliniyor.
İkinci dalganın açıkça görüldüğü bir diğer ülke ise İran. Çin’den sonra salgının ilk sıçradığı ve artış gösterdiği ülkelerden biri olan İran’da vaka artışlarında ilk zirve mart ayının sonlarında görüldü. Sonrasında bir hayli azalan yeni vakalar mayıs ayının başından itibaren tekrar artış eğilimine girdi ve haziranda ikinci zirveyi gördü.
Mart ayı başlarında ilk vakalarını açıklayan Suudi Arabistan’da ilk dalga sırasında vaka artışları sınırlı sayıda kaldı ve ilk zirve Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 16 Mayıs’ta 2 bin 840 vaka ile görüldü. Sonrasında hızla düşen günlük vaka artışları haziran daha da hızlanarak ilk dalganın üzerinde çıktı ve ikinci zirveyi haziran ayı ortalarında gördü.
Avustralya bir ada ülkesi olmasının da avantajını kullanarak koronavirüse karşı önlemlerini ilk andan itibaren sıkı tutatak salgının ülkede yayılmasını ciddi anlamda sınırlandırmayı başardı. Her ne kadar sayılar diğer ülkelerle karşılaştırıldığını çok düşük düzeyde kalmış olsa da Avustralya’da da mart ayı sonlarında zirveyi gördükten sonra sıfır düzeyine yaklaşan yeni vaka sayısı temmuz başında ani bir yükselişle 4 Temmuz’da 257’ye yükseldi ve yetkililer alarm seviyesini tekrar yükseltti.
Türkiye’de ise 11 Mart’ta görülen ilk vakanın ardından günlük vaka artışı 12 Nisan’da zirveyi gördü. Alınan önlemlerle yani vaka sayısında düşüş yakalanmasının ardınan tedbirler kedemeli olarak gevşetildi. Bu noktadan sonra yeni vakalarda tekrar bir artış eğilimi gözlenmiş olsada haziran ayındaki yatay seyir ikinci bir dalga gibi bir durumun olmadığını gösterdi.
Güney Amerika ülkeleri koronavirüs salgınında Avrupa ve Kuzey Amerika’yı geriden takip etti fakat güney yarım kürede kış aylarının başlaması ile vaka sayılarında çok hızlı bir artış gözlendi. Brezilya ABD’nin ardından tüm dünyada ikinci sıraya yerleşirken Peru ve Şile gibi ülkeler de ilk 10’a girdi. Bu ülkelerde henüz zirve noktası görülmediği için ilk dalganın sürdüğü söylenebilir.
Can kaybı açısından salgından en fazla etkilenen ülkelerin başında gelen İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde yeni vaka sayılarının düşmesi ile alınan tedbirler de gevşetildi. Bu önlemlerin azaltılması ikinci dalga endişelerini beraberinde getirse de sonrasında salgının seyri şimdilik böyle bir riskin olmadığını gösteriyor. Fakat tedbiri elden bırakmayan yetkililer açıklamalarında temkinli olmayı tercih ederken Almanya gibi ülkelerde vaka artışlarına bölgesel olarak müdahale ederek sınırlı karantinaları yeniden devreye sokuyor.
