17 Aralık 2020’de Irak Başbskanı Mustafa Kazımi Ankara’da ağırlanıyor ve PKK’ye yönelik imha planları ile ilgili bir takım anlaşmalar yapılıyor ve Görüşmelerin KDP ile Irak Merkezi Hükemetinin 9 Ekim’de Şengal’e yönelik saldırılar konusunda yaptıkları anlaşmanın hayata geçirilmesi ve Gare’ye yönelik saldırının planları ele alınmıştı.
‘OPERASYONUN NETLEŞRİRİLMESİ GÖRÜŞMELERİ’
Daha sonra 19 ocak 2021 tarihinde MSB Hulusi Akar, Genelkurmay başkanı Yaşar Güler ve MİT başkanı Hakan Fidan Güney Kürdistan’a gittiler. Hulusi Akar, Kürt yönetimi yetkilileri ile arka arkaya görüşmeler yapıyor. Hulusi Akar, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi eski Başkanı Mesut Barzani’nin ardından, Başkan Neçirvan Barzani ve bölgesel Kürt yönetimi Başbakanı Mesrur Barzani ile de görüşüyor. Bağdat ve Hewlerde yapılan temaslarla operasyonun çerçevesi çiziliyor.
Savaş heyeti KDP’den gerekli istihbari ve coğrafik bilgileri alıp Türkiye’ye dönerek Erdoğan ile görüşüyorlar. Uzun süredir PKK’nin elinde bulunan asker-polisin kurtarılması, kurtarılamazsa “Türkiyenin ayağındaki prangadan kurtulması” imha edilmesi kararı alınıyor. Operasyonun bütün detaylı planları yapıldıktan sonra kameralar karşısına geçen Erdoğan “Çarşamba günü müjdelerim olacak” diye kamuoyuna sunudu.
10 Şubat’ta Roboski katliamının baş sorumlularından Yaşar Güler ve Hulusi Akar Pençe-Kartal-2 adı ile Güney Kürdistan’ın Gare bölgesine savaş esirlerinin tutulduğu bölgeye operasyon başlattıklarını duyurdular.
Bu arada Savaş ekibinin Koordine ettiği savaş medyası da sınırda Erdoğan’a verecek “müjdeyi” bekliyor.
‘ESİR KAMPI 40 UÇAKLA VURULDU’
11 Şubat’ta savaş esirlerinin bulunduğu kamp 40 savaş uçağı ve onlarca helikopter ile sabah 05:00’de bombalanmaya başlıyor. Bombalama sonrası MİT ve bordo bereliler kamp alanına indirilip kara harekatı başlıyor. Büyük bir gerilla direniş ile karşılaşan ekip üst düzey komutanlarının orada etkisiz hale gelince geri çekiliyorlar.
13 Şubatta Hulusi Akar; ”Operasyon tamamlandı kara ve hava birliklerimiz üstlerine döndü açıklaması yaptı”. Başarısız ve etkisiz olan bu operasyonda TSK, PKK’nin elindeki 13 MİT ve Türk askerlerini bombalayarak öldürüyor. Erdoğan vereceği müjdeyi veremiyor ve derin bir sessizliğe gömülüyor.
Türk ordusunun Garê’de esir tutulan rütbeli asker, polis ve MİT elemanlarını bombalayarak öldürmesi, dönemin Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in esirler için sarf ettiği “Keşke ölselerdi” sözlerini hatırlattı. Keza Oslo görüşmelerinde MİT mensupları görüşmede PKK’nin elindeki esirler için elimizdeki esirler için ne düşünüyorsunuz şeklinde gelen soruya “diğerlerini öldürdünüz onları da öldürün” demesi gibi.
HPG yaptığı açıklamada Türk ordusunun “savaş uçakları ile savaş esirlerinin bulunduğu kampı hedef aldığını” duyurdu.
Ardından, 14 Şubat günü Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar, rütbeli asker, polis ve MİT elemanlarının sıfatlarını anmadan “13 vatandaşımızın naaşlarına ulaşılmıştır” dedi. Esirlerin tutulduğu kampa yönelik 40 savaş uçağıyla yapılan bombardımanın üstünü örtmeye çalışan Akar, “vatandaşlarımızdan birinin omuzundan, diğer 12 vatandaşımızın başlarından vurularak şehit edildikleri tespit edilmiştir” diyerek Tıpkı roboski’de uçaklarla bombalanan ve 33 sivilin yaşamını yitirdiği operasyon da olduğu gibi bunun da üstünü örtmeye dönük algı operasyonuna girişti.
TSK fiyaskoyla sonuçlanan bir operasyonda kendi asker, polis ve MİT mensuplarını uçak ve helikopterler ile bombalayarak öldürdükten sonra algı operasyonu ile halka sahte bir kahramanlık destanı anlatmaya başladı. Böylece verilecek müjde rafa kaldırıldı ve TSK yine Erdoğan’ın emri ile yapılan bir operasyondan yine hezimet ve yenilgilerle döndü.
Hulusi Akar Gare’deki operasyonun sona erdiğini açıkladı. Ama Erdoğan ‘Çarşamba müjdesi’nin ne olduğunu henüz açıklamadı.