Garê dağı demek yerine Garê dağları demek daha doğru olur. Çünkü Garê dağ tanımlanmasında bir yere mahdut, belirli sınırları olan kendi başına bir yer adlandırması vardır. Garê, doğusundan dağ silsileleri ile -Zap suyu arada olsa da- Qandîl’e oradan Zagros silsileleri ile Basra Körfezi’ne kadar uzanır. Batısından Xabûr suyu aşıldı mı Heftanîn ve Cudî’ye ulaşırsın. Kuzeyinden Şeladizê, Derelok, Amediye, Kadişe kasaba ve ilçeleri, küçük tepeleriyle Metina, Zap, Avaşîn, Çarçella ve oradan Ağrı Dağı’na uzanır. Güneyinde Akrê, Şengal, Ninova ovası ve güneybatısında Duhok ve Çiyayê Spî’den Çiyayê Bêxer ve Dicle nehrini aştın mı Rojava…
Garê kendi içinde binlerce vadi ve aşılmaz uçurumlar barındırır. Doğusuna düşen dağın ortasındaki Kafya ovası, ovanın hemen iç kısmının kenarından Xazir suyu, kendini Deşta Nehlê’ye bırakır. Deşta Nehlê’den Ninova ovasına ve oradan Dicle nehrine ulaşır.
Zêbarî Aşireti’nin yerleşkesi olan Kafya ve Deşta Nehlê, Xazir suyunun doğusundadır. Garê’nin kuzey yamaçları, Bergare olarak bilinen “Bergareyî” ‘aşireti’ alanıdır. Bu alanlar Kurmanc tanımlamasına uygundur. Amedî ilçesine kadar olan bu bölgenin kuzey doğusunda Şeledizê nahiyesi yer alır.
Garê’nin güneyinin ortasında Asuriler yaşamaktadır. Siyanê Köyü de tam Garê dağlarının ortasında bir Asuri köyüdür. Aynı silsilenin batısında Ergenê ve Sêdarê köyleri bulunur. Bu köyler Saddam rejimi döneminde yakılmış, yıkılmış ve boşaltılmıştır. Burada yaşayanların çoğu Avrupa’ya göç etmek zorunda kalmış, bir kısmı da Garê’nin güneyinde bulunan Bakurman nahiyesine yakın, Xazir suyunun etrafında köyler inşa etmiş ve şimdi o köylerde yaşamaktadırlar.